Başlığı okuyanların ufak bir şaşkınlık yaşadığını tahmin ediyorum. Bu yazıyı da neredeyse kimse tarafından okunmayacağını varsayarak yazıyorum zaten. Hatoful Boyfriend Japonya sınırlarından çıkıp gelen, visual novel türü oyunların en ilginç örneklerinden biri. Visual novel ne diyecek olursanız, bunlar bilgisayar oyunu ama aynı zamanda roman. Eskiden okuduğumuz ve seçtiğimiz seçeneklere bağlı olarak sonu değişen (53. sayfaya git.) romanların gelişen teknoloji ile birlikte aldığı yeni şekil. Japonya bu türün en popüler olduğu yer. Visual novel'lar genelde manga yazarları tarafından kaleme alınıyor ve çizimleri de çoğu zaman klasik anime çizimleri şeklinde oluyor. Bu konuda ayrı bir dosya yazmayı düşünmekle beraber şunu soracak olanlara cevabımı baştan vereyim: "Madem kitap okuyacağız, neden oyun oynuyoruz?" Bunlar düz metinler değil, görsel olarak ve yer yer sadece bir bilgisayar oyununda görebileceğimiz efektlerle desteklenen, bir kitap okumaktan ziyade bir filmde oynamak ve filmin gidişatını değiştirmek gibi bir hissiyat var.
Neyse, gelelim bizim yazımızın konusu olan Hatoful Boyfriend'e. Bu noktada yazacağım hiçbir şeyden sorumlu değilim sanırım. Bu oyun neredeyse kulağa şaka gibi gelen bir fikir ile yol alıyor. Gelecekte, kuşların evrimleşip insanlar kadar zeki olduğu, hatta bir şekilde insanları geçerek alfa tür olmayı başardıkları bir dünyada, en zeki kuşların (genelde güvercinlerin) okuduğu bir okulun tek insan öğrencisi olarak okula başlıyoruz. Evet, kuşlarla dolu bir okuldaki tek insan biziz ve onlarla beraber yaşıyoruz. Hikaye de tam olarak bu okulda geçirdiğiniz 3 dönem üzerine kurulu. Klasik olarak önce okula başlayıp, tek tek karakterleri tanımaya başlıyoruz. Oyunun en güçlü olduğu konu, karakterizasyonun başarısı burada kendini gösteriyor. Oyunun başında dilersek, karakterlerin anime çizimi olarak insan versiyonunu da görebiliyoruz. Oyun bunu muhtemelen ileride gelecek romantik ilişkileri kafamızda daha iyi kurabilmemiz için yapıyor. Açıkçası ben karakterlerin kuş versiyonları ile hiç problem yaşamadım. Sanırım kuşları da insanlar kadar sempatik bulabiliyorum. Ve oyundaki kuşlar, gerçek kuşlar. (Fotoğrafları incelerseniz demek istediğimi anlarsınız.)
En yakın arkadaşınız Ryouta ile tanışın. Evet, bildiğiniz güvercin. |
Steam bana oyunu 7 saat boyunca oynadığımı söylüyor. Açıkçası bunun 3-4 saati, oyunun gizli sonunu açtıktan sonra oynandı. Oyundaki ana karakterlerin sonlarını açtığınızda ve sonra tekrar oyuna girdiğinizde size başka ve alternatif bir oyun sunuyor Hatoful Boyfriend. Eğer bunu oynamayı seçerseniz, genel olarak hikayenin çok daha dışında, ağır bir korku ve bilimkurgu hikayesinin içerisinde buluyorsunuz. Emek harcayan oyuncular için, kuşların neden zeki olduğu, insanların nasıl yenildiği, bu okulun ne amaçla kullanıldığı gibi pek çok sorunun cevabı bir cinayet öyküsü ile birlikte soap operaya varan düzeyde cevaplanıyor. Oyunun bu kısmını oynamamış biri, gerçekten oyunu oynamamış sayılır çünkü gerçekten dudak uçaklatan ve bazen bokunu çıkaran bir hikaye yazımı söz konusu.
Oyunun sanırım en şok edici yanı, gerçekten sizi güvercinlerle dolu bir dünyaya bırakırken, bunu çok doğal, adeta nefes alırcasına rahat bir şekilde yapması. Oyunun derinlere gizlenmiş mesajı da bu sanırım. Hoşgörü. İnsanların birbiri ile olan itiş kakışmasını, bambaşka bir tür ile uyumlu bir şekilde yaşamanın önemi üzerinden anlatırken, mantık hataları gibi gelen ayrıntılar (kuşlarla aynı yemekhanede, onların yemeklerinden yiyoruz ya da beraber koşu yarışı yapıyoruz.) benimsediğimizi ve bir kuş ile insan olmak arasındaki ayrımın ortadan kalktığını görüyoruz. Bu cümledeki absürdlüğün farkındayım, ama gerçek bu. Kulağa şaka gibi gelen bu oyun, yeterince oynarsanız, kuşlara bakış açınızı değiştirebilir. Şahsen ben gördüğüm güvercinleri eskisinden ayrıntılı inceliyorum. (Bazılarınızın çipetpet dediğini duyar gibiyim.)
Steam'de indirimde yakalarsanız alın, aksi takdirde fiyatı bir pahalı. Visual novel ya da manga sevmeyen birinin ne kadar hoşun gider emin değilim ama pek çok derginin (jayisgames.com dahil) yılın oyunu ödülünü kendisine verdiğini de hatırlatmak isterim.
oynamadığım bir oyun hakkında yorum yapmayacağım ama görsel romanlar hakkında bir yazı yazacaksanız zero escape serisine bir gözatmalısınız
YanıtlaSilzero escape'i de istek listeme ekledim, oldukça da ürkütücü görünüyor. ama mac versiyonu yok ve şu an 55 tl olarak gözüktüğü için almam mümkün olmayacak ama indirime girer girmez uyarı gelir, çok uzun bir oyun değilse ev arkadaşımın bilgisayarında oynayabilirim. başka önerin varsa memnuniyetle deneyebilirim.
Siloyunların her biri ortalama 40 saat, puzzlelarla birlikte. yani başkasının pcsinde biraz zor. bu alanda tavsiye edebileceğim başka oyun yok, en azından şimdilik
YanıtlaSil