14 Ağustos 2016 Pazar

Bon Iver Yeni Albümü ile Geliyor: 22, A Million

Oldukça farklı ve otantik bir albüm kapağı ile karşımızda.

Geçenlerde hayatımda dinlediğim en güzel albümlerin bir listesini yapmaya girişmiştim. Yıllar içerisinde pek çok değişiklik olmuş listemde. Olgunlaştıkça gençlik döneminde bayıldığım bazı albümlerin artık bana pek hitap etmediğini fark etmiştim.

Neticede listeye dönüp baktığımda 2010 yılından itibaren listeye girebilen tek albümün Bon Iver - Bon Iver olduğunu görmüştüm. Düşününce çekinmeden tam not verdiğim pek albüm yoktur. (LP olarak tabiki.) Bon Iver'ın pek sevilen For Emma, Forever Ago benim için duygusal, güzel bir 4/5'lik albümdür. Ama Bon Iver, Bon Iver ileride bir "dünyanın en güzel şarkıları" bölümünde kendine yer bulacak "Perth" ile açılarak zaten 1-0 önde başlıyordu. Bu albümde kusur bulmak mümkün değildi bence, en fazla çok duygusal ve kusursuz olması belki eleştirilebilir. En az sevilen şarkılardan biri "Beth/Rest" bence mükemmel bir nostaljiye sahipti. Justin Vernon da albümde en gurur duyduğu şarkının o olduğunu ifade etmişti. Neticede "Holocene", "Calgary" gibi klasikler çoktan kalbimizde eşsiz bir yer kazandı. Albüm ise 2010'ların en iyi albümü olarak benim kişisel listemdeki yeri korumakta.

Tabi aradan neredeyse 5 yıl geçmiş. Ben Ankara'dan zorunlu hizmet için memleketime giderken tanışmıştım Bon Iver, Bon Iver ile. Gerçekten duygusal bir kış geçirmeme yardım etmişti. Aradan 5 yıl geçmiş. Ben biraz daha yaşlanmışım ama o albümü hala sevgiyle dinliyorum. Hatta plağını bile aldım, evdeki koleksiyonumuzun en özel parçalarından biri. Neticede ben Bon Iver'dan yeni bir albüm beklemez olmuştum sanırım. Zirvede bırakmış gibi bir ön hissiyat mı bilmiyorum. James Blake ve Kanye West gibi kankalarıyla ortak şarkı yapıyor olması bana yeterli geliyordu.

Derken facebookta aniden garip bir video belirdi. Garip imgeler, elektronik bir ritm ve her ne hikmetse Bon Iver'ın daha önce yaptığı herhangi bir şeye benzemeyen bir şey vardı karşımda. Yeni albümün yaklaştığı belliydi ve ben heyecanlanmıştım. Zamanla albümün kapağından, şarkı listesine kadar, hatta en yakın arkadaşı müzikolog Treven Hagen'ın yazdığı aşırı duygusal biyografiye kadar pek çok şey ortaya döküldü. (Okumadıysanız tavsiye ediyorum.)

Öncelikle dikkat çeken önceki albümün yağlı boya pastoral tasarımının yerini, oldukça garip illüstrasyonların aldığı, ying yang motifleriyle dolu otantik kapağı oldu. Bon Iver bir şeylerin değiştiğini baştan söylüyor gibiydi. Justin Vernon gibi aşırı yetenekli müzisyenler bir anlamda kendini tekrarlama konusunda takıntılı olabiliyorlar sanırım. Sonuçta adam bugüne kadar zaten sadece 2 albüm yaptı. Sonrasında 2 şarkı yayınladır, tam aşağıda duruyor linkleri. İsimlerini telafuz etmek zor değil, ama muhtemelen olduğu gibi hatırlayamayacağız:


22 (Over Soon) ilk ortaya düşen şarkıydı. Sonra açılış şarkısı olduğu da ortaya çıktı. Bu video albümdekinden farklı bir versiyonu muhtemelen. Ama şarkının beni mutlu ettiğini kabul etmeliyim. Tam olarak kafamdaki bu değil, ama kesinlikle yeni bir şeyler yapmaya çalıştığı ortadaydı. Bir yandan singer/songwriter atmosferini korurken, elektronik bir altyapıya yavaşça geçiş yapmaya çalışıyor gibiydi. Ama Bon Iver hissi (ve saksafonları) aynen duruyordu.


10Deathbreats hemen arkadasından ortaya çıktı ve beni çok daha fazla şaşırttı. Deneysellik derken bu sefer dozun Vernon'dan bahsettiğimin çok üstüne çıktığını düşünüyorum. Hemen aklıma şu soru geldi: Bon Iver'ın Kid A'i bu mu olacak? Şarkı güzel olmasına güzel bence. Ama albümün genelini bilmeden kafamda tam bir yere oturtmadım. Hani önceki albümdeki neredeyse kutsal derecede yoğun atmosferle alakası yok, ama iki albümü birbirine kıyaslama hatasına gidersem hayalkırıklığına uğrayacağım kesin.

Derken albümün garip isimli şarkılarının hepsinin çalındığı, hem de albüm sırayla çalındığı konser kaydı düştü youtube'a (BURADAn ulaşabilirsiniz.) Ben de kalitenin şahane olmamasını göz ardı ederek oturdum dinledim. Bazı şarkıları 2 kere dinledim. Şimdilik albüm hakkında bir yorum yapmak çok doğru olmaz eldeki malzeme ile, ama albümün gerçekten ne Bon Iver'in Kid A olacağı ne de önceki albüm kadar iyi olacağına dair genel bir izlenim edindim. Kanye West ile fazla takılması sonucu autotune dozu biraz artmış, üflemeli çalgılar hala burada, elektronik tınılar artmış ve albümün sonu yine nostaljik güzel slow şarkılara ayrılmış. Yine de beklentilerimi düşürmeye karar verdim. Albümün dinleyicilerini (özellikle Bon Iver hardcore fanlarını) ayrıştıracağı kesin çünkü müzisyen daha 3. albümde, klasik kabul edilen ilk albümüne göre çok çok uzaklara gelmiş durumda.

Albüm çıktığında daha ayrıntılı konuşmak lazım ama "715, Creeks", "33 God" (Kanye West ile söylüyor bunu), şaşırtıcı adıyla "666t" (ters t aslında) favorilerim olacak gibi görünüyor. Vernon yine mini bir depresyon yaşamış, muhtemelen önceki albümde bütün malzemeyi tüketmiş ve küllerinden doğmaya çalışıyor. Ama bunu yaparken neden latin alfabesine düşman kesildiğini anlayan olursa lütfen mesaj atsın!

Tatlı adamsın, sen ayrı dövmelerini ayrı seviyoruz.

1 yorum:

  1. Ekşi sözlükten gördüm de geldim iyi ki gelmişim müthiş bir müzik zevkin var

    YanıtlaSil