4 Ekim 2016 Salı
The Avalanches'ın 16 Yıllık Birikimi: Wildflower
The Avalanches'in ismini bilmeseniz bile en azından "Since I Left You" şarkısının meşhur klibine bir yerlerde rastlamışsınız. Hani şu iki madencinin yanlışlıkla bir dans seçmesine giriverdikleri absürd klip. İlk albümleri ile aynı adı taşıyan bu şarkı, o kadar çok ilgi görmüştü ki, albüm kısa sürede müzikseverler arasında kulaktan kulağa yayıldı ve sonrasında klasik mertebesine ulaştı. Tamamı sample'lar ile bestelenmiş şarkılar büyük bir emeğin ürünüydü ve DJ Shadow'un Endtroducing'inden beri böyle başarılı bir benzeri görülmemişti. Frontier Psychiatrist ve Close to you gibi iki klasik aradan geçen 16 yıla rağmen hala arada bir kendimi dinlerken bulduğum şarkılardır. (O zamanlar lisedeydim ve psikiyatrist olmayı hayal ediyordum. Frontier Psychiatrist'in efsane klibi bence tüm zamanların en iyi videolarından birisi.)
Avustralyalı The Avalanches, sonraki yılları sessizlik içerisinde geçirdi. Öyle ki artık kimsenin yeni bir albüm geleceğinden beklentisi kalmamıştı. Ama 2016 değişik bir yıl, pek çok büyük ismin geri dönüş yaptığı bu yılda The Avalanches bir anda yeni bir albüm yayınlamak üzere olduğunu açıkladığında herkes heyecanlandı. Üstelik ilk single Frank Sinatra, beklentilerin oldukça altındaydı ve önceki albümün kalitesinden uzaktı. Ben de bir an için, bu geri dönüşün pek de beklediğim gibi olmayacağına dair şüpheye düşmüştüm. Çok şükür ki bu şüphem yersiz çıktı. (Frank Sinatra kesinlikle güzel bir şarkı bu arada, sadece beklediğim "şey" bu değildi.)
Wildflower, içerdiği 21 şarkı ile dev bir albüm. Hani 16 yıl boyunca pek çok sample ve fikir biriktirmişler ve 2 albümlük malzemeyle karşımıza çıkmışlar. Bu açıdan takdir etmemek mümkün değil, onca zamanın yokluğunu affettirmek istiyor gibiler. Albüm epey inişli çıkışlı bir yolculuk gibi, bu nedenle her şarkıdan bahsetmek oldukça zor. Ama genel olarak sample ağırlıklı şarkılar ile vokal merkezli şarkılar olarak kafamda ikiye ayırmış bulunuyorum. Bazı şarkılar 70'ler popuna selam çakarken, bazıları Frank Sinatra gibi hiphop tadında oluyor. Pop kısmının daha başarılı olduğunu ama albümün ikisinin de altından rahatlıkla kalktığını düşünüyorum.
Albümde toplam kaç sample kullandığı yine belirlenemez düzeyde sanırım. Ama sample'ları biraz geriye çektikleri şarkılar da hiç fena değil. Benim favori şarkılarımdan "If I Was a Folkstar" Queens Of The Stone Age'in şaşırtıcı sample'ı ile Toro y Moi'nin vokalleri birleştiren müthiş bir şarkı. Klasik The Avalanches karmaşasından uzakta tatlı bir pop şarkısı. Arkadaki araba sesleri kayıt sırasında otobanda ilerlerken radyoda dinliyormuşsunuz hissi yaratıyor. Üçüncü single "Subways" ise "Since I Left You"da hiç sırıtmayacak bir düzenleme zaferi. Komik ismiyle "The Wozard of Iz" ise Danny Brown vokalleri ve aşırı yakalayıcı nakaratı ile ortalara doğru araya giren sampleları sayesinde albümde en dikkat çeken hiphop şarkısı bence. "Colours" ve "Livin' Underwater (Is Something Wild)" da sadece The Avalanches tarafından yapılabilecek türde şarkılar. "Harmony" de en mutsuz gününüzü bile neşelendirebilecek melodisi ile albümün en iyi pop şarkılarından biri.
Bu noktada sanırım beni en şaşırtan şey, 21 şarkı boyunca bu kadar çok ve birbirinden farklı fikri bulabilmiş olmaları. Elbette 16 yıl, bu kadar çok şarkının ortaya çıkması için fazlası ile yeterli ama The Avalanches'in bir grup olarak yeteneği, hem inanılmaz bir kulağa sahip olmaları hem de bunları kompozisyon haline getirirken kendilerini tekrar etmemeyi başarabilmeleri. Bu albüm yukarıda adını andıklarım dışında pek çok değişik şarkıya sahip. Beach Boys tarzı sörf pop dinlerken (Live A Lifetime Love), bir anda kendinizi bir soundtrackten fırlamış gibi duran bir ambiyansın içinde bulabilirsiniz (Saturday Night Inside Out). Elbette aralarda filler gibi duran şarkılar da yok değil, ama 21 şarkılık bir albüme bütünlüklü bir konsept olarak bakmak zor. Since I Left You zaten bu açıdan efsanevi bir albümdü. Wildflower ise güzel şarkıları ile akılda kalacak, ama diğeri kadar bütünlüklü hatırlanmayacak bir albüm. Yenisini The Avalanches, bir 15 yıl sonra yapana kadar, elimizdeki en iyi plunderphonics albümü olmaya devam edecek.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Muazzam bir albüm. Bu kalitede bir albüm keşfetmiş olmak bir çeşit milli piyango sevinci barındırıyor her dinleyişimde.
YanıtlaSil